Meşrutiyet'in en geniş ailesi: Nişantaşı Arka Bahçe
Sosyal medyada ‘Nişantaşı Arka Bahçe’ adıyla 4 bine yaklaşan üyemizle birlikte bir mahalle değil, Meşrutiyet’in en geniş ailesi olduk. İçinde dedeleri, teyzeleri, amcaları, dayıları ve torunları barındıran geniş bir aile... Sanal ortamda anılara yolculuğa çıkıyoruz hep birlikte.
Benim mahallem... Eskilerin Teneke, belediyenin Meşrutiyet, bizim ise Nişantaşı Arka Bahçemiz... Her zaman mekanı ve insanlarıyla gurur duyduğum çocukluğumdan bu zamana kadar asla vazgeçemediğim tek yer. Zaman ve mekân varoluşun iki temel koşuludur. Abdi İpekçi’den Suad Derviş’e, Salah Birsel’den Orhan Pamuk’a ve Murat Belge’ye kadar birçok önemli kişilerin anılarında Teneke Mahallesi’ne rastlıyoruz. Salah Birsel, “Kambur zambur duvarlar, elek gibi kapılar, şaşkınlık denizine dalmış pencereler… Buraların yoksulluğunu, çırpı bacaklığını anlatmaya söz yetişmez…” dizeleriyle ‘Hacivat'ın Karısı’ adlı şiirinde, bir zamanlar annesiyle birlikte oturduğu bu mahalleyi anlatır. Suad Derviş'in kaleme aldığı yazı dizisi mahalleyi ‘karanlık ve dehşet verici dünya’ başlığıyla Cumhuriyet gazetesinde yayınlar. Orhan Pamuk ise sütünün geldiği yer diye bahseder, aynı zamanda temizlikçisinin de mahallesidir Teneke.
Dostluktan daha değerli ne var ki?
Jay Parini, ‘Son İstasyon’ adlı kitabında Tolstoy'un son yılını anlatırken “Günlerin çoğu birbirine benzer. Peş peşe gelirler, zamana yenik düşerler. Kayıplarına pek üzülmeyiz. Ama birkaç muhteşem gün belleğe kazınır; her bir anı, kumsaldaki çakıl taşları gibi, tek tek parlar. Yeniden yaşamak isteriz onları, uzak olmalarına üzülürüz” der...
Biz Nişantaşı Arka Bahçe’de o belleğe kazınan yüzlerce muhteşem günü, kumsaldaki çakıl taşları gibi tek tek parlattık. Birçok değerli dostluğun başladığı, güzel insanları tanıma imkanımızın doğduğu bu yerde, insandan ve dostluktan daha değerli neyimiz var dedik ve sosyal medyada bir araya geldik.

Çocukluğumuzun ‘Arka Bahçe’si
Çocukluk unutulur mu hiç?.. Hayır tabii ki, eğer ‘Nişantaşı’nın Arka Bahçesi’nde büyümüşseniz unutulmaz.
‘Çocukluk’ birkaç sihirli kelimeden biri bana kalırsa, çünkü hepimizin bu sihirli kelimeyle ilgili farklı farklı hikayesi var. Unutmamak ve unutturmamak adına anlatalım ve başka hayatlara dokunduralım dedik... Bizlerden kopup giden ve gökyüzünde yıldız olan yerleri boş kalan büyüklerimizden bahsediyoruz Nişantaşı Arka Bahçe’de.

Amcalar, teyzeler geçidi
Bakkal Yaşar Amca’dan gazeteci Ahmet Amca’ya, Oduncu Dursun Amca’dan Bünyamin Amca’ya, Kasap Ömer Amca’dan Bakkal Sırrı Amca’ya... Kahveci Müzeyyen Hanım Teyze’den Aşçı Zeynep Hanım Teyze’ye... İğneci Hanife Hanım Teyze’den Laz Fatma, Dode, Dilber ve Beyce teyzelere... Mete Binevş, Mete Sisi, Kıytırık Ali Amca ve Asker Hüseyin Amca’dan Postal Turan Amca’ya... Deli Hikmet’ten Deli Sabri’ye, Alo Amca’ya, Şoför Kemo’dan Topal Derviş’e (Reis), Süleyman Çavuş'tan Hamido Amca’ya, Kaz Zeynel Amca’dan Şapdudak İhsan Amca’ya... Paçacı Ekrem Amca’dan Deli Şaban Amca’ya, Otobüs Celal Amca’dan Köfteci Adem Amca’ya, Asker Hüseyin’e bir dolu hikaye mahallemizin geçmişiyle yok olup gitsin istemedik.

Hep birlikte geçmişe yolculuk
Biz sosyal medyada ‘Nişantaşı Arka Bahçe’ adıyla 4 bine yaklaşan üyemizle birlikte bir mahalle değil, Meşrutiyet’in en geniş ailesi olduk. İçinde dedeleri, teyzeleri, amcaları, dayıları ve torunları barındıran geniş bir aile... Sanal ortamda Nişantaşı Arka Bahçe’de anılara doğru bir yolculuğuna çıkıyoruz. O yaşadığımız güzel günleri geri getiremeyiz, fakat paylaştığımız bir fotoğraf karesiyle o günlere gidebiliyoruz. Komşuluk ilişkilerinin çok sıkı olduğu, herkesin birbirinin tasasına, sevincine ortak olduğu zamanlara...
Özgür Kavuşer Vardar